Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Sözleşmesinin Feshinden Sonraki 15 Günlük Sürede Genel Şartlar B.4 Kapsamında Rücu Muhatabının Değerlendirilmesi

GİRİŞ

          Günümüz trafik yoğunluğu ve zorunlu sigorta uygulaması sebebiyle olağan günlük yaşamda en çok karşılaşılan hukuki uyuşmazlık tiplerinden biri sigorta hukukuna ilişkindir.

          Ülkemizde 2020 yılında 983 bin 808 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 833 bin 533 adedi maddi hasarlı, 150 bin 275 adedi ise ölümlü yaralanmalı kazadır. Hal böyle iken trafik kazalarında uygulama alanı bulan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hükümleri büyük önem arz etmekte ve bu hususta akla gelmeyecek tipte uyuşmazlıklara rastlanılabilmektedir.

          İşbu makale ile yukarıda anlatılan nitelikte nadir rastlanılan bir uyuşmazlık hali olan KMAZMSS kapsamında sigorta şirketinin sigortalıya rücu imkanı bulunduğu kazalarda rücuya konu aracın kazadan önce 15 gün içinde satılmış olması halinde rücu muhatabının kim olacağı hususu incelenecektir.

I. İŞLETEN SORUMLULUĞU

          2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda (KTK) belirtildiği üzere özetle bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelecek kazalarda aracın sahibi meydana gelecek zararlardan sorumlu olur [1].

          İşleten sorumluluğu tehlike sorumluluğundan kaynaklanan bir kusursuz sorumluluk halidir. Öyle ki aracın işleteni, şahsi bir müdahalesi bulunmasa dahi sürücünün ve yardımcının kusurlu hareketlerinden sorumludur[2].

II. KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI (KMAZMSS)

          Karayolları Trafik Kanunu m. 94 uyarınca işleten sorumluluğunu teminat altına almak üzere sigorta yapılması zorunludur.

          KMAZMSS ile teminat altına alınan trafik kazası mağdurunun menfaati değil, sigortalı işletenin menfaatidir[3]. Dolayısıyla trafik poliçesi ile karşılanacak olan zarar, mağdurun zararından işletenin sorumlu tutulabileceği miktardır.

III. İŞLETEN SIFATI

          Görüldüğü üzere trafik kazalarında meydana gelen zararlarda sorumlulardan biri de işletendir. Ancak işleten, somut olarak olay yerinde bulunan bir gerçek kişi değil, hukuki bir kavram olduğundan işletenin tespiti de büyük önem arz etmektedir.

          İşleten tanımı KTK m. 3’te yapılmıştır. Buna göre aracın sahibi, uzun süreli kiralayan, ariyet ve rehin alan ya da bu kişilerce ispat edilmesi halinde araç üzerinde fiili tasarrufu bulunan başka bir kimse araç işletenidir[4].

          Buna göre uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere araç sahibi işleten olmakla birlikte uzun süreli kiralayan, ariyet ya da rehin alan kişiler de işleten konumuna geçmektedir.

          Trafik siciline henüz kaydolmamış olsa da aracı noter kanalıyla satın almış olmak işleten sayılmak için yeterlidir[5].

          Bunun yanı sıra aracın kısa süreli zilyedi olmak ise işleten sıfatı kazanmak için yeterli değildir.

III. İŞLETENİN DEĞİŞMESİ

          İşletenin, aracın satılması halinde değişeceği açık olmakla birlikte işleten değiştiğinde sigortanın akıbetinin ne olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

          KTK m. 94 ve KMAZMSS C.4 maddesi konuyu düzenleyen iki farklı mevzuat bulunmaktadır.

          Türk Ticaret Kanununun 1470. Maddesi “Sigorta edilen menfaatin sahibinin değişmesi hâlinde, aksine sözleşme yoksa, sigorta ilişkisi sona erer.” hükmüne haiz olsa da bu hüküm bir sorumluluk sigortası türü olan trafik sigortalarında uygulama alanı bulmayacaktır[6].

A. Karayolları Trafik Kanunu Madde 94 Kapsamında

          KMAZMSS poliçelerinde işletenin değişmesi halinde sigorta sözleşmesine ne olacağı hususunu düzenleyen kanun düzeyindeki mevzuat KTK m. 94 olup iş bu maddede araç sahibinin değişmesi halinde işletenin kendiliğinden değişmeyeceği, araç sahibinin değişmesinin sadece sigorta sözleşmesine bir fesih hakkı tanıyacağı ifade edilmiştir.

          Bunun yanı sıra KTK m. 94/III fıkrasında sigortanın fesihten itibaren 15 gün daha devam edeceği ifade edilmiştir.

B. KMAZMSS Genel Şartlar C.4 Kapsamında

          KMAZMSS Genel Şartları C.4 maddesinde ise kanun hükmüyle açıkça zıt olarak sigorta sözleşmesinin sigortalıyı takip ettiği ve sigortalının değiştiği durumlarda sigorta sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği ifade edilmiştir.

          İlgili hükmün devamında ise mevcut sözleşmenin sigortalının değiştiği tarihten itibaren 15 gün süresince yeni işleten için sözleşme yapılana kadar geçerli olduğu ifade edilmiştir.

          Aynı konuyu düzenleyen Genel Şartlar C.4 maddesi ve KTK m. 94 arasındaki en önemli farklılık işleten değiştiğinde sigortanın kendiliğinden sona erip ermeyeceği noktasındadır.

          Bu hususta Genel Şartların ilgili C.4 maddesi düzenlemesi Karayolları Trafik Kanunu madde 94 ile çelişmektedir. Normlar hiyerarşisi uyarınca Genel Şartlar, Kanun maddesini ilga edemeyeceğinden uygulama alanı bulamamaktadır[7].

          Nitekim birçok Yargıtay kararında da aynı görüş korunmuş ve Genel Şartlar C.4 Maddesi uygulama alanı bulmamıştır[8].

III. KMAZMSS GENEL ŞARTLAR KAPSAMINDA RÜCU

          Genel Şartlar B.4 maddesinde zarar oluşturan olay neticesinde KMAZMSS kapsamında tazminat ödeyen sigortacının sigortalısına ödediği tazminat tutarını rücu edebileceği haller belirtilmiştir.

          İşbu rücu halleri çalışmamız kapsamında kalmamakla beraber söz konusu hükümde “sigortalıya” rücu edileceği açıkça ifade edilmiştir.

          Sigortacının rücu hakkı sadece  Genel Şartlar B.4 mevzuatında belirlenmiş olup işbu mevzuatta da rücunun işletene değil sigortalıya yapılabileceği açıkça hüküm altına alınmıştır.

          İşletenin değiştiği ancak sigortacı tarafından sözleşmenin feshedilmediği durumda sigortalılık halinin devam edeceği yukarıda açıklanmıştır. Hal böyle iken işletenin değişmesi ancak bu durumun sigortacıya bildirilmemesi halinde eski işleten sigorta akdinin tarafı olaya devam edecek olup bu dönemde meydana gelen bir olaydan dolayı sigortacı tazminat ödemek zorunda kalacak ve rücu koşullarının da varlığı halinde ödediği tazminatı sigorta akdinin tarafı olan eski işletene rücu edebilecektir[9].

VI. SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDEN SONRAKİ 15 GÜNLÜK SÜREDE RÜCU

            İşleten değişikliğinin sigortacıya bildirildiği ve sigortacı tarafından sözleşmenin feshedildiği durumlarda da sigorta teminatının 15 gün daha devam edeceği açıktır.

            Bu süreçte meydana gelen ve rücu halinin bulunduğu bir kazada rücu muhatabının kim olacağı hususunda; Bu 15 günlük süre aracın eski işleteni ve sigortacının akidi ile arasındaki sözleşme feshedilmiştir. Ancak yeni işletenle sigortacı arasında da bir sözleşme bulunmamaktadır.

            Yukarıda açıklandığı üzere normal koşullarda rücu muhatabı yalnızca sigortalı olabilir. Sigortalı olmayan işleten rücu muhatabı olamamaktadır. Eski işleten artık sigortalı olmadığından rücu muhatabı olması da mümkün olmayacaktır.

Ancak, işleten değişikliği bir zeyilname ile belirlenmiş ise bundan sonra oluşan rizikolardan ötürü sigortacı akidine rücu edemez[10].

            Fesih sonrası 15 günlük bu dönemde sigorta şirketinin, aracın ne eski ne de yeni işleteniyle arasında bir akid bulunmamakta, yalnızca kanundan gelen bir yükümlülüğü bulunmaktadır.

            Genel Şartlar C.4 maddesi : Ancak, mevcut sözleşme sigortalının değiştiği tarihten itibaren onbeş gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için sözleşme yapılana kadar geçerlidir. Hükmüne haiz olup işbu hükmün lafzından anlaşıldığı üzere fesih sonrası 15 günlük sürede yeni işletenin 15 günlük süre için poliçe teminatından yararlanacağı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar bu hususta açık bir hüküm bulunmasa da nimet-külfet dengesi ilkesi uyarınca yeni işletenin sorumluluğunun teminat altına alındığı bu dönemde sigortalılığın yükümlülüklerini de karşılaması gerekmekte olup işbu sürede meydana gelecek bir hasarda yeni işleten sigortacının akidi gibi rücu muhatabı olmalıdır

SONUÇ

            KMAZMSS işleten sorumluluğunu teminat altına almakta olup işleten değişikliği halinde sigorta teminatının akıbeti KTK m. 94 kapsamında belirlenmektedir.

            Genel Şartlar B.4 kapsamında sigortacı tarafından rücu işlemi sadece sigortalıya yapılabilmektedir.

            İşleten değişikliğinin sigortacıya bildirilmemiş olması halinde eski işleten sigortalı olmaya devam edecek ve satış sonrası doğan bir zararda yapılan ödemede rücu muhatabı da eski işleten olan sigortalı olacaktır.

İşleten değişikliğinin sigortacıya bildirilmiş ve sigorta sözleşmesinin feshedilmiş olması halinde eski işleten sigortalı olmayacağından rücu hakkının muhatabı olamayacaktır. Yeni işletenin ise rücu muhatabı olacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmasa da sigortanın faydalarından yararlandığı oranda nimet-külfet ilkesi uyarınca yükümlülüklerine de katlanması gerektiği kanaatindeyiz.

KAYNAKÇA

Çelik Ahmet ÇELİK, Trafik Kazalarında Tazminat Ve Sigorta – Hukuk Ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019

Sinan MİSİLİ, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Uyarınca Sigortacının Sigorta Ettirene Rücu Davası, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Kasım 2017, sayı 133, s. 577-648

YALÇINKAYA Aslıhan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Kapsamında Sigortacının, Sigorta Ettirene Rücu Hakkı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2019


[1] KTK – Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

[2] ÇELİK Çelik Ahmet, Trafik Kazalarında Tazminat Ve Sigorta Hukuk Ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayınları, 2019, 2. Baskı, s. 21.

[3] YALÇINKAYA Aslıhan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Kapsamında Sigortacının, Sigorta Ettirene Rücu Hakkı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2019 , s. 5

[4] Karayolları Trafik Kanunu, madde 3: İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.

[5] Çelik Ahmet ÇELİK, Trafik Kazalarında Tazminat Ve Sigorta – Hukuk Ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019, s. 22.

[6] Çelik Ahmet ÇELİK, Trafik Kazalarında Tazminat Ve Sigorta – Hukuk Ve Ceza Sorumluluğu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019, s. 650.

[7] Sinan MİSİLİ, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Uyarınca Sigortacının Sigorta Ettirene Rücu Davası, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Kasım 2017, sayı 133, s. 577-648

[8] Yargıtay 17. HD., E. 2014/8162 K. 2016/5564 T. 5.5.2016

[9] Sinan MİSİLİ, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Uyarınca Sigortacının Sigorta Ettirene Rücu Davası, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Kasım 2017, sayı 133, s. 577-648

[10] Yargıtay HGK., E. 2017/2701 K. 2020/494 T. 30.6.2020